Suriye
DEVLETİN ADI: Suriye Arap Cumhuriyeti
BAŞŞEHRİ: Şam
YÜZÖLÇÜMÜ: 185.180 km2
NÜFUSU: 12.524.000
RESMİ DİLİ: Arapça
DİNİ: İslam
PARA BİRİMİ: Suriye Paundu (= 100 piasters)
Ortadoğu ülkelerinden. Güneybatı Asya’da, Ortadoğu’nun kalbi durumunda bir mevkiye sahiptir. 32° 19’ - 37° 20’ kuzey enlemleriyle 35° 37’ - 42° 22’ doğu boylamları arasındadır. Kuzey ve kuzeybatıdan Türkiye, doğudan Irak, güneyden Ürdün, batıdan İsrail, Lübnan ve Akdeniz ile çevrilidir.
Tarihi
Suriye, toprakları üzerinden çeşitli medeniyet ve kültürlerin geçtiği ve pekçok istilaların, hadiselerin meydana geldiği, eski ve kritik bir mevkiye sahiptir. Ülkeye ilk yerleşenler hazret-i Nuh’un oğlu Sam’dan türeyen ve Sami dilini konuşan Samilerdir. Müslümanların Suriye’ye hakim olmasına kadar bölge Amoritler, Fenikeliler, İbraniler, Hititler, Persler, Makedonyalı İskender, Roma ve Bizans imparatorlukları idaresinde kaldı.
Peygamberimiz hazret-i Muhammed’in tebliğ ettiği İslam dini bütün Ortadoğu’ya yayıldığında, Suriye de İslamlaştı. Hazret-i Ebu Bekir’in halifeliği devrinde, Suriye’ye gönderilen İslam orduları, hazret-i Ömer zamanında 635’te bölgeyi fethetti. Hazret-i Ömer bölgeye gelip, Suriye’yi teşkilatlandırdı. Hazret-i Ömer, önce hazret-i Muaviye’nin kardeşi hazret-i Yezid’i Şam valisi tayin etti. Şam, bölgenin en büyük şehirlerinden olup, şehrin adı eskiden Suriye olarak bilinirdi. Yezid’in vefatıyla hazret-i Muaviye Şam valisi oldu. Hazret-i Muaviye, Suriye’yi teşkilatlandırıp, medenileştirdi.
662’de Emevi Hanedanı Suriye’de kurulup, Şam şehri merkezleriydi. Emevi Halifeliğinden sonra,Abbasilerin hakimiyetine geçti. Abbasi Halifeliği (662-749) devrinde Suriye, çok gelişip, pek çok ilim, kültür, medeniyet ve sosyal tesisler yapıldı.
Onuncu yüzyılın sonunda, Mısır’a hakim Şii Fatımiler, Suriye’yi işgal ettiler. On birinci yüzyıldaSelçuklular, bölgeyi hakimiyetlerine aldılarsa da, 1096’da Haçlı Seferleri başladı. Haçlı Seferleri (1096-1270) esnasında Haçlı-Şii Fatimi ittifakından Suriye çok zarar gördü. Haçlıları, Eyyubi Hanedanının kurucusu Selahaddin-i Eyyubi (1169-1193) Suriye’den uzaklaştırdı. Suriye, Selçuklu Atabekliği, Eyyubiler ve Memluklerden 1517 yılında Osmanlı hakimiyetine geçti.
On altıncı yüzyılın başından 20. asrın başına kadar Osmanlı hakimiyetinde kalan Suriye, bu zamanda gelişip, en huzurlu ve müreffeh devrini yaşadı. Osmanlı idari teşkilatında vilayet halindeydi. 1833 yılında Osmanlıya tabi Mısır Valisi Mehmed Ali Paşa sülalesine verildi. Birinci Cihan Harbi (1914-1918) sonrasına kadarOsmanlı idaresinde kalan Suriye’ye Osmanlılar, pekçok ilmi, sosyal, kültürel, tarım, sınai ve ulaşım tesisleri kazandırdılar. Bu devirde pekçok ilim adamı yetişip, medeniyete hizmet ettiler.
Birinci Dünya Harbinde müttefik ordularının yenilmesi neticesinde, Osmanlı Devletiyle imzalanan Mondros Antlaşmasıyla bölge Fransızların işgaline uğradı.
1920’de Fransa’nın mandasına girdi. Suriye, Fransa’nın idaresine girmesiyle Osmanlı devrindeki huzur ve müreffeh hayatın yerini, anarşi ve sefalet aldı. Suriye’de Müslümanlar çoğunlukta olmasına rağmen, idarede Fransızlar, Ermeniler ve Nusayriler hakimdi. Şam, Halep, Nusayri merkezi Lazkiye ve Harran bölgesindeki Dürzilerle Fransa’nın mücadelesi, Suriye’de hala devam eden anarşinin kaynağıdır. Fransa, Suriye mandasına ait Hatay ve İskenderun’u antlaşmayla 1939’da Türkiye’ye vermek zorunda kaldı.
İkinci Dünya Harbi (1939-1945) yıllarında, 1941’de, Fransa, nüfuzu altında kalmak şartıyla Suriye’ye kısmi istiklal verdi. 1943 seçimlerinde Şükrü el-Kuwatli, Suriye’nin ilk Cumhurbaşkanı seçildi. Fransa harp sonrasında Suriye’den kısmi olarak çekildiyse de, geride pekçok problem bıraktı. 1945’te Birleşmiş Milletlere Cumhuriyet idaresiyle katıldı. 1948’de Arab-İsrail Harbine katılan Suriye’de, 1949 ihtilaliyle Şükrü el-Kuwatli iktidardan uzaklaştırıldı.
Sovyetler Birliği ile yakın münasebete girince, idare Rusya’ya yanaştı. İç huzursuzluklar artıp, komşularıyla münasebeti bozuldu. Sosyalist Baas Partisi kurulup, memleketteki huzursuzlukdan faydalanarak, kuvvetlendi. 1958’de Mısır ile Birleşik Arap Cumhuriyeti adıyla birleşti. Birleşme uzun sürmeyip, 1961’de ayrıldı. Baas Partisi, dışta Pan-Arap, içte sosyalizm propagandasıyla Suriye’de güçlenip, 1963’te ülkenin tek kanuni partisi hüviyetini kazandı. Baas Partisi, Suriye’de dikta rejimi kurup, ülkeye eski Lazkiye bölgesindeki Nasturi aşireti idareye hakim oldu. 1967 Arap-İsrail Harbinde Golan Tepelerini İsrail işgal etti. 1973’te Mısır ile anlaşıp, İsrail’e kuzeyden saldırmışsa da başarılı olamadı. Arap ülkelerinden ve Sovyet Rusya’dan yardım aldı. 1976’da Lübnan’ın içişlerine müdahale edip, asker gönderdi. Suriye askerleri Lübnan’da püskürtülerek, geri çekilmek zorunda kaldı. 1982’de İsrail’in hava taarruzlarına uğradı. Baas Partisi’nin Rusya ile yakın münasebeti, ülke içinde ve dışında çatışmaya sebep olmaktadır. Bitmek bilmeyen harp ve anarşi, Osmanlı Devletinin yıkılmasından sonra manda devleti ve Sosyalist Baas Partisi diktatörlüğünde halen devam etmektedir. 1991’de Irak’ı, işgal ettiği Kuveyt topraklarından çıkarmak için başlatılan harekatta Çok Uluslu Müttefik Kuvvetlerin yanında yer aldı.
Fiziki Yapı
Suriye’nin yüzölçümü yaklaşık 185.180 km2dir. Mevkii itibariyle Akdeniz’in doğusundadır. Kuzey ve kuzeybatısında Türkiye, doğusunda Irak, güneyinde Ürdün ve batısında İsrail ve Lübnan ile komşudur. Başşehir Şam’dır. Halep ve Humus diğer iki önemli şehridir.
Suriye fiziki yapı bakımından bir farklılık ve tezat ülkesidir. Ülkenin üçte biri çöl veya çıplak dağlarla örtülü, üçte biri kıt ve elverişsiz çayırlık ve geri kalan üçte biri de ekilebilir arazidir. Ülke, esasen üç bölgeye ayrılabilir; kıyı kesimi, dağlık bölge ve Suriye Çölü. Suriye, kısa bir Akdeniz kıyısına sahiptir. Kıyıyı doğuya ve güneye uzanan verimli ova ve yaylalar takip eder. Bundan sonra doğuya doğru, dağlar ve vadiler uzanır. Bunların peşinden kısa ve verimli bir şeridin hemen arkasından, Fırat Nehriyle birlikte ülkeyi güneydoğu istikametinde baştan başa geçen, Suriye Çölü gelir.
Akdeniz, Suriye’nin dörtte bir batı sınırını meydana getirir. Kıyı yaylası kıyıdan itibaren 8 ila 32 km kadar uzanır. Bu yaylanın doğusundaki dağlık bölge; ortalama yüksekliği 1585 m olan Ensariye Dağı, 2135 m olan Anti-Lübnan Dağ Silsilesi ve 2814 m ile ülkenin en yüksek yeri olan Hermon Dağından teşekkül etmiştir. Suriye’nin en verimli ve gelişmiş bölgesi bu bölgenin doğusu olup, Şam, Halep, Hama ve Humus şehirleri de buradadır. Şam ile Ürdün sınırı arasında yer alan Dürzi Dağı ise, ortalama olarak 1675 m kadar yüksekliğe çıkabilen yüksek bir yayla görünümündedir. Bu dağ volkanik olup, etek kısımları lavlarla dolu geniş bir çölün içindedir.
Ülkenin ortasını ve kuzeydoğusunu Suriye Çölü kaplamıştır. Bu geniş çöl orta kısımda tepeliktir. Çölde birkaç köy ve birkaç eski eserden başka bir şey yoktur. Suriye Çölünde ise, kuru ve kavurucu sıcak çöl iklimi mevcuttur.
Tabii Kaynaklar
Suriye genel olarak tabii kaynaklar bakımından fakir bir ülkedir. Yeraltı kaynaklarından en önemli mineral petrol olup, daha çok kuzeydoğudan çıkarılır. Bundan başka alçıtaşı ve bazalt (volkanik taş, siyah mermer) da elde edilmektedir. Bulunan diğer mineraller şunlardır: Fosfat, kurşun ve bakır. Latakia bölgesi civarında ise çok az da olsa zift (katran) ve krom mevcuttur.
Suriye’nin kıyı bölgeleri nispeten yeşillik alanlar ve ağaçlarla kaplıdır. Dağlık bölgelerse, umumiyetle çıplak olup, bir kısmı cılız otlarla örtülüdür.
Suriye Çölünün, batısında kalan bozkır-çöl araziyse bitki örtüsünün kıt olduğu bir bölgedir. Bu bölgede ve Suriye Çölünde yağışlar olduğu zamanlarda bir miktar kısa ömürlü otlar, maki tipi çalılık ve dikenlikler yetişir.
Hayvanlar alemi olarak pek fazla zengin bir ülke değildir. Daha çok çöl ceylanı (gazal, ahu), aktavşan (bir çeşit tarla faresi), toykuşu, deve, keçi, koyun, eşek ve sığır yetişir.
İklim
Kıyı bölgesinde iklim, yaz aylarında nemli ve aşırı sıcaktır. Kış aylarında sık sık sis olayları olur ve bölge bol yağış alır.
Ülkenin ikinci bölgesi olan “dağlık bölgesi”, yılda aşağı yukarı 1000 mm’lik yağış alır. Öyle zamanlar olur ki, sularla dolan nehirler seller meydana getirir.
Halep civarındaki bölgede ve bozkır çölde tatlı bir iklim vardır. Kışın bol sis olur. Ağustos sıcaklığı yaklaşık 38°C civarındadır. Hemen hemen 380 ila 520 mm arasında bir yağış ortalamasına sahip olan bu bölgenin nem miktarı düşüktür. Şam civarında ise gündüz-gece sıcaklık farklılıkları fazla olan ve genellikle kuru bir atmosferi olan kara iklimi hüküm sürer.
Ülkenin en büyük nehri Fırat olup, üç ana kolla kuzeyden gelir ve Meyadin’in güney doğusundan, Irak topraklarına girer. Diğer nehirleriyse Berada ve Oronto nehirleridir. Ülkede büyük göl bulunmayıp, az sayıda küçük göl vardır.
Nüfus ve Sosyal Hayat
Suriye’nin nüfusu yaklaşık 12.524.000’dir. Yıllık nüfus artışı % 3,5 dolayındadır. Nüfus yoğunluğu ise aşağı yukarı 63’tür.
Suriyeliler, Arabistan, Asya ve Avrupa’dan göç etmiş insanların karışımından meydana gelmişlerdir. Ekseriyeti Sami soyundan gelen Araplar teşkil eder. Nüfusun % 89’unu Araplar, % 6’sını Kürtler, % 3’ünü Ermeniler ve geri kalanını da Türk, Çerkez ve Asuriler teşkil eder.
Suriye’nin resmi dili Arapçadır. Sami soyundan gelen Araplar olduğu için, Suriyeliler genellikle Sami dilinden gelen Arapçayı konuşurlar. Bundan başka ayrıca Türkçe, Süryanice, Kürtçe, Ermenice ve Çerkezce de konuşulmaktadır.
Nüfusun hemen hepsi Müslümandır. Çok az bir bölümü Hıristiyandır. Bu Hıristiyanlar genellikle Katolik, Ortodoks, Suriye Ortodoksu, Monofist, Protestan, Keldani ve Nesturi gibi ayrı gruplar halindedir.
Müslümanların büyük bir bölümü Sünnidir. Ayrıca Aleviler, İsmaililer veDürziler de vardır. Çok az sayıda Yezidi, Rafizi ve Şii mevcuttur. Bunlardan Yezidiler “Şeytana taparlar”.
Nüfusun yarısı okuma-yazma bilir. Genç nüfusun % 60’ı okula gitmektedir.
En büyük ve gelişmiş şehir Şam’dır. Diğer önemli şehirleri Halep, Humus, Hama ve Lazkiye’dir.
Siyasi Hayat
Suriye, Cumhuriyetle idare olunan bir Arap devletidir. Devlet başkanı Hafız Esad’dır. Çok partili cumhuriyet olmasına rağmen siyasi iktidar Baas Partisinin elindedir. Şam ülkenin başşehri olmak üzere ülke 13 il’e ayrılmıştır. Birleşmiş Milletler üyesidir. Varşova Paktına dahilken bu pakt resmen 1991 yılında feshedildi.
Ekonomi
Suriye, ekonomisi esas itibariyle tarıma dayanır. Tabii kaynaklar bakımından ülke pek zayıftır. Arazisinin % 40’ına yakın bir bölümü ekilebilir. Fakat sulama imkanları geniş değildir. Ormanlar, madenler, bitki örtüsü oldukça kıt olduğundan ekonomik olarak geri kalmış bir ülkedir. Başlıca tarım ürünleri şunlardır: Arpa, buğday, yulaf, darı, mısır, sebze, meyve, tütün ve şekerkamışı. Bazı bölgelerde pamuk ve zeytin ziraati de yapılır. Deve, koyun, keçi ve sığır yetiştirilir.
Suriye’nin endüstrisi, tarıma nazaran gelişmiş ve ekonomiye katkısı büyüktür. Arap dünyasında, Mısır’dan sonra endüstride kalkınmış ikinci ülkedir. Başlıca endüstri dalları; pamuklu ve ipekli kumaşlar, yünlü kumaşlar, çimento, yemeklik sıvı yağlar, tütün, kakmalı ve işlemeli mobilya eşyalar, gümüş eşyalar, petrol endüstrisi, tekstil, cam eşya, şeker ve pirinç aletlerdir.
Maden olarak fosfat çıkarılır. Petrolü sınırlı ölçüdedir. Ayrıca Irak’tan Akdeniz’e akıtılan petrol boru hatlarından geliri vardır.
İthalat daha çok Irak, İtalya, Almanya veFransa’dan yapılmaktadır.
Ülkenin ihracatı ithalatının ancak yarısı kadardır. Suriye ürettiği ürünlerini, genellikle İtalya ve Romanya’ya satar.
Son yılarda Suriye’nin dış ticareti daha çok komünist ülkelere yönelikti. Böylece ithalat ve ihracat yaptığı ülkelere Küba ve Çin gibi ülkeler de katılmıştır. Suriye’nin Türkiye ve Japonya ile de ticari münasebetleri vardır.
Suriye’nin başlıca ihraç ürünleri şunlardır: Ham petrol, pamuk, tekstil ürünleri, canlı havyan, hayvan ürünleri ve tahıl ürünleri. Buna karşılık Suriye dışardan genellikle tekstil ürünleri, katı yakıtlar, makina, inşaat malzemeleri, metaller, kimyevi maddeler, motorlu taşıtlar ve tütün satın alır. Suriye’nin içinde bulunduğu ödemeler dengesi, ülke ekonomisini dışarıya ve harici para kaynaklarına bağlı bırakmıştır.
Suriye’nin ulaştırma imkanları oldukça gelişmiş, hem toprak ve hem de asfalt yollar uzanabildiğince bütün ülke boyunca inşa edilmiştir. Suriye; Türkiye, Ürdün, Lübnan veIrak’ı birbirine irtibatlayan demiryolu sisteminin ortalarında yer alır. Lazkiye ve Tortus limanları, ülkenin deniz ulaşımına kafi gelmektedir. Hem dış ve hem de iç hat havayolu ulaşımı düzenlidir. Suriye’nin ulaştırma ve haberleşme alanında, ileri seviyede olması sebebiyle turizm ve otelcilik alanları önemli birer gelir kaynağı olmuştur.