Akarsularla derin bir şekilde yarılmış, parçalanmış, fakat üzerinde düzlüklerin belirgin olarak bulunduğu yeryüzü biçimi. Yayla, ya masa duruşlu tabakalarla Örtülü düz yerlerin, ya da henüz iyice yarılmamış yükseltilerin, akarsuların aşındırmasıyla yarılmış bulunan düzlükleridir. Yayla Dağlık bölgelerde kışın geçilmesi güç, yazın ise serin olan yüksek yerlerdeki hayvan otlatma yerleri. Böyle yerler ya orman sınırının daha yukarısındaki çalılık otluk yerlerdir, ya da biraz daha aşağılarda ormanın yok edilmesiyle elde edilmiş yerlerdir. Buralarda taze otluklar, soğuk pınarlar, arı ve duru sulu dereler bulunur. Bunun iyi araştırılmış örneklerinden bir kısmı Alp dağlarında bulunduğu için böyle yerlere Batı dillerinde Alp ile ilgili terimler kullanılmıştır . Yayla kelimesi, islamlıktan Önceki eski Türkçede şimdiki yaz anlamına gelen yay kelimesinden gelmedir. O zamanlar, yaz kelimesi, ilkbahar anlamına gelirdi. Böylece 4 mevsim şunlardı Yar, yay, güz, kış. Hayvanları otlatmak sözünü tam karşılayan, bugün Anadolu'da kullanılan yaymak mastarı bununla ilgilidir. Develi ovasında da Yay Gölü adlı sazlık yer, çevresinde hayvan otlatılan yerlerdendir ki, b<ı ad, bir yer adı olarak burada da geçiyor demektir. Yaylaların kimisi köy sürülerinin yazın en sıcak aylarında çıkıp aylarca kaldıkları dağ otlağı durumundadır. Böyle yerlerde sürü sahiplerinin kiraladıkları yurt'lar bulunur. Yurt'larda kıl çadırlar İçinde oturulur. Yaylaların kimisi her türlü ekime elverişli yerleri olan, çevresinde sürüleri yayacak yerleri bulunan, köylünün, bir bölümünün, ya da bütününün göçtüğü bir çeşit çiftliktir. Buraları çok yükseklerde olmayabilir. Kimisi de yalnız kışın oturulan, çevresinde sürüleri otlatacak yeri bulunan bir veya birkaç ev topluluğu gösteren yaylalardır. Ayrıca yayla, yazlık dinlenme yeri, anlamına da gelir Adana'nın Börücek yaylası gibi. Bütün bunlardan başka yayla kelimesi plato terimini de karşılar ki, dağ ve ovaya karşılık bir de yer biçimi olarak yayla vardır, (Yaylak, Yaylacılık, Otlak, Kışlak, Güzle)