Erzurum
Tarihi Eserler ve Turistik Yerler
Erzurum zengin târihî eserleri, temiz havası, soğuk ve güzel suları, tabiî güzellikleri, dağ ve kış sporları, kaplıca ve ılıcaları ile turizme çok elverişlidir.
Erzurum Kalesi: Romalılar devrinde yapılmıştır. Osmanlı devleti zamânında ve o devre kadar bölgeye hâkim olan devletler tarafından bir çok defâ tâmir ettirilmiştir. Kaynaklarda üç kat surla çevrili olduğu bildirilen kalede 110 burç ve kule bulunuyordu. İç ve dış kuleler yıkılmıştır.
Hınıs Kalesi: Hınıs ilçesinin bahçe mahallesinde kayalar üzerine yapılmıştır. Yapım târihi kesin belli olmamakla birlikte İlhanlılar döneminde yapıldığı tahmin edilmektedir. Kânûnî Sultan Süleymân devrinde tâmir edilmiş olan kalenin büyük kısmı yıkık vaziyettedir.
İspir Kalesi: İspir ilçesinin kuzeybatısında Çoruh nehri kıyısındadır. Yapım târihi belli değildir. Saltuklu, Selçuklu ve Osmanlılar devrinde tâmir edilmiştir. Kalenin dış surları yıkılmış olup, iç kale surları ve burçları sağlamdır.
Oltu Kalesi: Oltu Çayı kıyısında, sarp bir tepe üzerinde yapılmıştır. Yapım târihi kesin belli değildir. İç kale sağlam olup, güneyinde büyük ve görkemli bir burcu vardır. Diğer kısımları yıkılmıştır.
Hasankale (Pasinler Kalesi): Hasanbaba Dağı eteğinde, Pasinler ilçesinin doğusundaki kayalıklar üzerindedir. Bâzı kaynaklarda İlhanlılardan Emir Hacı Togay’ın oğlu Hasan tarafından yaptırıldığı yazmaktadır. Yıkık vaziyettedir. İç kalenin güney ve batı bölümleri sağlamdır.
Avnik (Soğuksu) Kalesi: Pasinler’in Güzelhisar (Avnik) köyünün kuzeyindedir. Selçuklu ve Saltuklu mîmârisinin hâkim olduğu kale üç surla çevrilidir.
Tortum Kalesi: Tortum ilçesinden 14 km uzaklıkta Kale köyündedir. Yapım târihi kesin belli değildir. Kuzey bölümündeki duvar ve burçlar sağlamdır.
Çifte Minareli Medrese: Erzurum’un bir nevi sembolüdür. Selçuklu Sultânı Birinci Alâeddîn Keykubat’ın kızı Hüdâvent Hâtun tarafından 1253 senesinde yaptırılmış olup, Anadolu’nun en büyük sanat şâheserlerinden biridir. Kümbeti de Erzurum’un en büyük kümbetidir. 26 metre yüksekliğindeki çift minâresi renk renk çinilerle süslüdür. 37 odası ve câmisi vardır. Dördüncü Murad Han tâmir ettirmiştir. Müze olarak kullanılmaktadır. Medresenin bâzı yazı ve parçaları sökülerek Leningrad Müzesine götürülmüştür. Anadolu’daki medreselerin en büyüğüdür. Çinilerle süslü minârede Allah, Muhammed ve ilk dört büyük halîfenin (Çihâr Yâr-ı Güzîn) isimleri vardır. Medresenin ikinci katı dört eyvan arasında, dört müstakil grup hâlinde tanzim edilmiştir. Birinci kata inmeden bir bölümden diğerine geçmek mümkün değildir. İkinci kat hücreleri de alt kattakiler gibi dikdörtgen plânlı olup, kırma taşlarla örülmüş, beşik bir tonozla örtülüdür. Alt kat hücre kapılarında görülen çok değişik şekiller ve tezyinat üst kattakilerde görülmez.
Yakutiye Medresesi: İlhanlı Sultanı Olcayto zamânında 1310’da yaptırılmıştır. Taş kapısının işlemeleri çok kıymetli bir sanat şaheseridir. Kubbeli medrese dört eyvanlı kapalı avlulu medrese tipindedir. Taçkapı cephenin tam ortasındadır. Cephenin iki köşesine kesme taştan iki silindirik istinat kulesi yerleştirilmiştir. Medrese, Hoca Cemâleddîn Yâkut tarafından, Sultan Gazan ve Horasanlı Bolugan Hâtun yardımıyle yaptırılmıştır.
Ahmediye Medresesi: Süslemesiz, sâde bir yapıdır. İlhanlılar zamânında 1314’te yapılmıştır. Erzincankapı mevkiinde ve Murad Paşa Câmii yakınındadır. Harâbe hâlindedir. Ahmed bin Ali bin Yûsuf yaptırmıştır.
Şeyhler Medresesi: Osmanlı devri medreselerinden kalan bir medresedir. 1760’da inşâ edilmiştir. Bir avlu etrâfına toplanmış tek katlı hücrelerden ibârettir.
Kadıoğlu Medresesi: İspir ilçesi Çarşı Câmii yakınlarındadır. 1726’da Erzurum Müftüsü Kâdızâde Mehmed Efendi tarafından yaptırılmıştır. Avlu çevresinde on ders odası vardır. Yapı dıştan toprakla örtülü olup, ders odaları avluya açılan pencerelerden ışık alır.
Ulu Câmi: Saltukoğullarından Ebü’l-Feth Muhammed tarafından 1179’da yaptırılmıştır. Gördüğü tâmirâtlar yüzünden ilk şeklini kaybetmiştir. Erzurum’un en eski ve en büyük câmisidir. Atabey veya Atabek Câmii de denir. Doğu ve kuzeyinde ayrı üslûp ve yapıda üç kapısı vardır.
Lala Paşa Câmii: Yâkutiye Medresesinin doğusundadır. 1562’de Kıbrıs Fâtihi Lala Mustafa Paşa tarafından yaptırılmıştır. Beyaz taştan yapılan minâre, kırmızı taş bileziklerle süslüdür. Minâre boyu kısadır. İç süslemesi, renk, yapı ve ünlü çinileriyle, klasik Osmanlı mîmârîsinin önemli eserlerindendir.
Murad Paşa Câmii: 1573’te, Sadrâzam Kuyucu Murad Paşa tarafından Erzurum beylerbeyi iken yaptırılmıştır. Ahşap minber ve kapıları Osmanlı ağaç işlemeciliğinin güzel örneklerindendir.
Kurşunlu Külliyesi: Câmi ve medreseden meydana gelen külliye, 1701’de Şeyhülislâm Erzurumlu Feyzulah Efendi tarafından yaptırılmıştır. Minâresi 8 sıradan meydana gelmiş ve kırmızı taştan yapılmış halkalarla süslüdür. Câmi kapısının ağaç işçiliği çok kıymetlidir. Medrese on iki odalı olup, klâsik Osmanlı medreseleri plânındadır.
Kale Mescidi: İç kalededir. Saltuklular devride yaptırılmıştır. Kümbet biçimiyle değişik bir mîmârî tarzı vardır.
Esad Paşa Câmii: 1835’te Erzurum Vâlisi Esad Muhlis Paşa tarafından yaptırılmıştır. 1852’de Sultan Abdülmecîd Han Nûruosmâniye Câmiine benzeterek onartmıştır. Erzurum câmileri içinde en yüksek kubbeli olanıdır.
Gürcü Kapısı (Ali Ağa ) Câmii: On yedinci asır başlarında yeniçeri başı Kürkçü Ali Ağa tarafından yaptırıldığı tahmin edilmektedir. Kare plânlı ve tek kubbeli bir câmidir.
Cennetzâde Câmii: 1786’da Erzurumlu İsmâil Efendi tarafından yaptırılmıştır.
Emir Saltuk (Melik Gâzi)Kümbeti: Çifte minâreli medresenin güneyinde bulunan üç kümbetten en büyüğüdür. On ikinci asır sonlarında yapılmış Anadolu’nun en eski kümbetlerindendir. İçinde Saltukoğullarından Emir Saltuk medfundur.
Karanlık Kümbet: 1308 senesinde yapılmıştır. Derviş Ağa Câmiinin karşısındadır. Emir Sadreddîn Tübey tarafından yaptırılmıştır.
Gümüşlü Kümbet: Kare kâideli ve sekizgen gövdelidir. Kıble istikâmetinde küçük bir mihrabı vardır. Gıyâseddîn Gâzi için yapılmıştır. On üçüncü asır eserlerindendir.
Cimcime Sultan Kümbeti: Ulu Câminin kuzeyindedir. On dördüncü asrın başlarında inşâ edilmiştir.
Râbia Hâtun Kümbeti:Kayseri’deki döner kümbete benzemektedir. On dördüncü asır başlarında yapılmıştır. Sâdece yarım bir duvarı kalmıştır.
Taşhan (Rüstem Paşa)Kervansarayı: 1514-1561 târihleri arasında Sadrâzam Rüstem Paşa tarafından yaptırılmıştır. Fevziye Mahallesindedir. Oltu taşı îmâlatçıları çarşı olarak kullanmaktadır.
Boyahâne Hamamı: Boyahâne Câmiinin yanındadır. 1567’de Hacı Emin Paşa tarafından yaptırılmıştır. Yıkılan yapı daha sonra onarılmıştır.
Şeyhler Hamamı: Şeyhler Mahallesinde olup, Şeyhler Câmiine vakıf olarak 13. yüzyılda Habib Efendi tarafından yaptırılmıştır.
Erzurum çeşmeleri: Erzurum, çeşmeleri ile de ünlüdür. İl merkezinde elliden fazla çeşme olup, en meşhurları şunlardır:Cennet Çeşmesi, Şâfiler Çeşmesi (1556), Kale Çeşmesi (1681), İsmâil Ağa Çeşmesi (1734), Akpınar Çeşmesi (1745), Yazıcıoğlu Çeşmesi (1748), Dörtgüllü Çeşme (1775),
Erzurum Tophânesi: Dördüncü Murad Han yaptırmıştır. Erzurum’da dökülen Balyemez toplarını 4000 dev cüsseli camız çekerek Revan’a getirmiş ve İran’a karşı zafer kazanılmıştır. Erzurum’da dökülen toplar, dünyâ silâh târihine geçmiştir.
Saat Kulesi (Tepsi Minâre): Şehrin en yüksek noktası İçkale’dedir. On ikinci asırda Saltukoğulları tarafından gözetleme kulesi olarak yapılmıştır. Kâidesi kesmetaş, gövdesi tuğladandır. Üst kısmındaki tahta külah 19. asır ilâvesidir. Kale mescidinin minâre vazîfesini de görür. Kale mescidi harâbe hâldedir. Kûfî kitâbede “İnanç Beygu Alp Tuğrul Bey Ebi’l Muzaffer Kasım” okunmaktadır. Anadolu’nun bilinen en eski Selçuklu minâresidir.
Tabyalar: 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşında Erzurum’u savunmak maksadıyla yapılmıştır. Aziziye Tabyasında büyük bir anıt vardır. Kahraman Erzurum kadınlarını temsil eden Nene Hâtun kabri buradadır. Nene Hâtun Türk târihine “93 Harbi” diye geçen 1878 Türk-Rus savaşında destanlaşan kahraman, yiğit bir Türk kadınıdır. Sivişli köyündendir. 1857-1955 yılları arasında yaşamıştır. 98 yaşında vefât etmiştir. Aziziye Tabyası Abdülazîz’in emriyle Topdağı’nda Erzurum Vâlisi Müşir Fosfor Mustafa Paşa tarafından yaptırılmıştır. 27 Ekim 1877’de geri çekilen Gâzi Ahmed Muhtar Paşa emrindeki ordu ve Erzurum halkı Ruslara karşı başarılı bir savunma vererek Rusları geriye püskürtmüştü. Bu savunma, Avrupa’da kurmaylara ders olarak okutulmaktadır. Aziziye’den başka Mecidiye, Ağzıaçık ve Sivişli, Ahali, Dolangez, Büyük Hüyük, Küçük Hüyük, B. Kiremetli, K. Kiremitli bilhassa Uzun Ahmed tabyaları vardır.
ERZURUM TABYALARINDAN
Bir şimşek çakıyor, yine bir şimşek
Çakıyor Erzurum tabyalarından.
Dizilmiş nağmeler, nineler tek tek,
Bakıyor Erzurum tabyalarından.
Yediden yetmişe tek vücut tek can,
Erzurum bir sevdâ, Erzurum vatan...
Taptaze bir yara gibi o kan,
Akıyor Erzurum tabyalarından.
Bu sevdâ bir sel ki teşnedir, kine,
Bir kere kabardı mı sığmaz bendine.
Bu sevdâ yıllardır, bizi kendine,
Çekiyor Erzurum tabyalarından.
Ahmed Muhtar Paşam, al bizi yürüt,
Küffârın kökünü yeniden kurut.
Dün bugün misâli hâlâ kan, barut,
Kokuyor Erzurum tabyalarından.
Dadaşıma artık ha ateş ha kar;
Burda savaşın adı kanlı bar.
Ovaya sis değil, mücâhit ruhlar
Çöküyor Erzurum tabyalarından.
Gökler alev alev, yer bayrak bayrak,
Ya şu ufuklar, şu dağlara bak!
Bu gece dünyâya başka bir şafak
Söküyor Erzurum tabyalarından.
Bekir Sıtkım şaşma, nice bu târih,
Gündüz bir târih, gece bir târih...
Destanı sen değil, koca bir târih
Okuyor Erzurum tabyalarından.
Şehitlik: Sultan Abdülmecîd Han devrinde yapılmış olup, 93 Harbi, Birinci Dünyâ Harbi, İstiklâl Harbi ve sonrası bâzı şehitleri sînesinde toplamıştır.
Mesîre Yerleri: Erzurum târihî zenginliği yanında tabiî güzellikleri ile de meşhurdur. Bâzı mesîre yerleri şunlardır:
Hasankale: İl merkezine 39 km uzaklıktadır. Şifâlı su kaynakları ve yeşillikleriyle ünlüdür.
Boğaz: Erzurum’a 7 km uzaklıkta Palandöken Dağlarının Siğreli Tepesi ile Eğerli Dağı arasında kalan bol sulu ağaçlıklı şirin bir mesîre yeridir.
Türbe: İl merkezine 3 km uzaklıkta, mübârek bir İslâm büyüğü olan Abdurrahmân Gâzinin türbesinin bulunduğu yerdir. Erzurum’un içinde şifâlı sularıyla meşhur bir ziyâret ve dinlenme yeridir. Manzarası ve havası çok güzeldir. Suları böbrek hastalarına iyi gelir.
Tortum Çağlayanı ve Gölü: Türkiye’nin en yüksek çağlayanıdır. Sular 50 metre yükseklikten aşağı düşer. Çağlayan ve gölün manzarası çok güzeldir.Suları berrak olup, bol balık bulunur. Basamaklı kalker bankların üzerinden düşüş yapan sular yüksekliğin fazlalığı ve düşüşün sertliği ile çok güzel bir manzara meydana getirir.
Palandöken Telesiyej Hattı ve Kayak Tesisleri: Erzurum’a 6 km uzaklıkta ve 2250-3176 m irtifada bulunan bu tesislerde senenin 7 ayı kayak yapılabilir. Saatte 300 kişilik taşıma kapasitesi olan telesiyej hattında üç ana istasyon vardır.
Kaplıcaları: Şifâlı su bakımından zengin olan Erzurum’da bu kaynaklardan yeteri kadar faydalanılamamaktadır.
Pasinler Kaplıcası: Pasinler ilçesi yakınındadır. Mâdensuyu niteliğindeki suyu şişelenmektedir. Kaplıcada terminal tesisler vardır.
Ilıca Kaplıcası: Ilıca ilçesindedir. Mîde,barsak, karaciğer, safrakesesi ve şeker hastalıklarına iyi gelmektedir. Kaplıcanın yanında konaklama tesisleri vardır.
Akdağ Kaplıcası: Merkez ilçeye 28 km uzaklıkta, Erzurum-Artvin karayolu üzerindedir. Suyu mîde, barsak, karaciğer, safrakesesi ve şeker hastalıklarında faydalıdır.