Menü Kategoriler
Coğrafya
Şanlı Ay Yıldızlı Al Bayrak
21 Kasım 2024 Perşembe

Dağlar

Dağlarda doğa güçlerinin etkileri daha belirgin bir biçimde görülür. Aşınma, suyun, buzun parçalayıcı ve taşıyıcı etkileri hem yükseklik, hem de iklim koşullarının sertliği nedeniyle daha belirgindir. Bununla birlikte pek çok hayvan ve bitki doğa koşullarına uyum göstererek yüksek dağlarda yaşamayı başarmıştır

Büyük Yükseklik Farkları

Yeryüzünü üç büyük yüzey oluşumu biçimlendirir: Eski kıtaların geniş düzlükler ve masadağlar oluşturan kalıntıları, okyanus tabanı ve yerkabuğunu oluşturan levhaların kıyısında yer alan sıradağlar. Dağların özelliklerinin belirlenmesi açısından, kendi çevrelerine göre yükseklikleri deniz düzeyine göre yüksekliklerinden daha önemlidir. Eğer çevreye göre olan yükseklik farkı büyükse (Orta Avrupa’da 1.000 m’den çok) o zaman yüksek dağlardan söz edilir.

Bu tür yükseltilerde dağların bütün özellikleri görülebilir: Duvar biçimindeki çok dik yamaçlar, dar dağ sırtları, sivri doruklar ve çıplak kayalar. Yüksek dağlar genellikle orman bölgesinin üstünde yer alır ve dorukları her zaman karla kaplıdır. Çevresine göre yüksekliği 1.000 m’den az ve deniz düzeyinden yüksekliği de 1.500 m dolayında olan dağlar orta yükseklikte kabul edilir. Bunlar yuvarlak ve ormanlarla kaplı dorukları, daha az eğimli yamaçları ve daha kemerli sırtlarıyla daha “yumuşak” bir görünüm içindedir. Avrupa’daki orta yükseklikteki sıradağlar 1.500 m mutlak yükseklikten başlar.

Bu yükseklik Ekvator’a doğru 3.000-4.000 m’ye çıkar, kutuplarda ise deniz düzeyine kadar inebilir. Kuzey Norveç’teki Lofoten Adaları, deniz düzeyinden 1.200 m yükseklikleriyle yüksek dağ karakteri özelliği taşırken, Etiyopya Platosu üstündeki 2.000 m yükseklikteki dağlar yüksek dağ olarak kabul edilmez

Sert Yaşam Koşulları

Yüksek dağlardaki sert iklim ve doğa koşulları bitki ve hayvanlar kadar insanların da bölgede yaşamasını sınırlayıcı bir engel oluşturur. Yükseklik arttıkça hava basıncı düşer ve sınır kabul edilen 4.000-5.000 m yükseklikten sonra insanlarda bazı fizyolojik rahatsızlıklar ortaya çıkar.

Yükseklik arttıkça Güneş ışınlarının, özellikle morötesi ışınların yoğunluğu artar. Her 1.000 m’de bir yıllık ortalama sıcaklık 5-6 derece düşerken nemli bulutların buralarda yığılması nedeniyle yağış miktarı iki, hatta üç kat çoğalır. Dağ ikliminin hastalıkları iyileştirici etkisi güçlü Güneş ışınlarından, düşük basınçtan ve temiz havadan kaynaklanır.

İklim koşulları dağın bir yamacıyla öteki, doruğa yakın yerlerle, etekleri arasında da farklılık gösterir. Rüzgara karşı olan yerler rüzgarı karşıdan almayan yerlere göre daha çok yağış alır. Özel konumlarına göre vadilerde de farklı iklim koşulları hüküm sürer. Dağlar yüksekliğe göre değişen bir dizi iklim ve bitki örtüsü kuşağına ayrılmıştır.

Çok Yüksek Yerlerde Yaşam

Yüksek dağlarda bitki örtüsüne göre beş ayrı bölge ayırt edilir: En altta yer alan düzlükler, 600 m’ye kadar olan yükseltiler, 600-1.400 m arasındaki dağlar, 1.400 m’den orman sınırı olan 1.800 – 2.400 m’ye kadar uzanan Alp altı çayırlar, orman sınırının üzerinde başlayan ve kar sınırına kadar uzanan Alp tipi çayırlar. Bu bölgeler birbirinden kesin sınırlarla ayrılmadığından aralarında geçiş bölgeleri yer alır.

Bu değişik arazi parçaları pek çok bitki ve hayvan için yaşama ortamları oluşturur. Bitkiler çeşitli biçimlerde kendilerini yüksekliğe uydurmuşlardır. Örneğin, bitkilerin bir araya gelerek yastık biçiminde kümeler oluşturmaları da iç sıcaklığın dışardan 10-15 derece daha yüksek olmasını sağlar. Cüceleşme bitkilerin morötesi ışınların zararlı etkilerinden korunmalarını sağlarken, yaprakların tüylenmesi ve rulo biçiminde kıvrılması kurumayı önlemektedir. Yüksek dağlardaki bitkilere şakayla karışık “yüzükoyun bitkileri” denmesinin nedeni, onları inceleyen botanikçileri yere yatmak zorunda bırakacak kadar bodur olmalarıdır.

Yüksek dağlarda yetişen bitkiler kısa süren sıcak mevsimden tam olarak yararlanır. Örneğin, 4.275 m yükseklikte yaşama başarısını gösteren karşakayığı karın erimesini izleyen beş gün içinde çiçek açar ve iki hafta sonra da tohumları olgunlaşır. Dağların en yüksek kesimlerinde ise yalnızca yosunlar ve –24 derecede bile fotosentez yapabilen likenler yetişebilir. Dağların yüksek kesimlerinde bitkilerin yanı sıra pek çok hayvan da yaşar. Bunların başında kışları tüyleri tümüyle beyazlaşan kartavuğu ve kartavşanı ile yeryüzünün en uzun kış uykusuna (8-10 ay) yatan dağ sıçanları gelir.

Yüksek Dağlarda İnsan

Yüksek dağlar iklim ve yaşam koşullarının sertliği nedeniyle bugüne değin insanlara kapalı kalmıştır. Orta Alpler’de 2.000 m yüksekliğe kadar çiftliklere rastlanmaktadır. Bundan sonrası ise, kısa bir süre için kullanılan kulübeler dışında tamamen boştur. Buna karşılık tropik ve astropik bölgelerdeki dağların yüksek kesimlerinde de yerleşmeler görülebilmektedir.

Örneğin, Tibet ve Bolivya’da 5.000 m yüksekliğe kadar yerleşmeler kurulmuştur. Meksika gibi sıcak ve nemli tropik iklim kuşağında olanlar dağların daha serin ve sağlıklı havasını tercih etmektedir. Dağlar aynı zamanda baskı gören birçok etnik grubun sığınağı olmuştur. Buna örnek olarak Pireneler’de yaşayan Basklar ve Alpler’de yaşayan Raetialılar verilebilir.